SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK



Enerji ve Karbondioksit

Sanayi devrimi ile beraber hızla büyüyen sanayinin ihtiyaç duyduğu enerji ihtiyacının artması petrol ve kömür gibi yenilenemeyen doğal kaynakların kullanılmaya başlanmasına neden olmuştur. Sanayinin giderek baskın sektör olması, insanların tarıma dayalı ekonomisinin yarattığı çevresel bozulmalara yenilerinin hızla ve daha büyük çapta eklenmesine yol açmıştır. Hızlı sanayileşme ve bunun bir sonucu olarak modern şehirleşme, hızlı nüfus artışı gibi etkenler, hava, su ve toprak kirliliğine ve bununla birlikte biyo çeşitlilikte azalmaya neden olmuş, toprak kaybı ve çölleşme gibi problemlerin daha da ciddi boyutlara ulaşması sonucunu doğurmuştur. 

Bütün canlılar birbirleriyle ve diğer cansız varlıklarla etkileştikleri bir eko sistemin parçalarıdır. Bir eko sistemin tüm parçaları karmaşık bir biçimde birbirine bağlıdır. Dolayısı ile eko sistemin bir parçası yok edilir ya da zarar görürse diğer bölümlerinde de bununla bağlantılı sonuçlar ortaya çıkacaktır.

İnsanoğlunun doğal çevre üzerindeki bu bozucu etkisi, doğal çevrenin kendini iyileştirme hızına baskın çıkmış ve bu noktada eko sistemin dengesini bozmadan hareket etme gereksinimi ortaya çıkmıştır.

Döngüsel Ekonomi

Endüstriyel ekonomide üretim, kullanım ve imha süreci yerine dönüşümü ve yeniden dönüşümü esas almayı ifade eden endüstriyel bir terimdir. Karlılık; kaynakların mümkün olduğu kadar geri dönüşümden kazanılması ve atıkların mümkün olduğu kadar yeni kaynaklara dönüşebilmesiyle ölçülür. Bu döngülerde sentetik malzeme atıklarının yeniden aynı işlevi sunan malzemelere ya da bir başka işlevi sunan ve gene geri dönüşebilir olan bir başka malzemeye dönüşümü; doğal malzemelerin ise yeniden biyo kütleye kazandırılması esas alınmaktadır.
 "Döngüsel ekonomi, atık oluşumunu en aza indirirken malzemeleri ve kaynakları kullanımlarının sonunda ürün döngüsüne geri döndürerek değerlerini mümkün olduğunca uzun süre korumayı hedefler.”

"Döngüsel ekonomi, kaynakları ekonomi içinde mümkün olduğunca uzun süre tutarken fiziksel kaynakların katma ve içsel değerini koruyan ve ham madde tüketimini, atığı ve değer zinciri risklerini en aza indirgemek amacıyla kullanım ömrünün sonunda değeri yakalayan bir piyasa ekonomisidir.”

"Döngüsel ekonomi, atık kavramını tamamen ortadan kaldırdı, üretme ve tüketme şeklimizi temelden değiştirdi, ekonomi ve toplumda değerin dolaşmasını sağlayan daha sağlıklı, başarılı bir eko sistem yarattı.

Sağlık ve Güvenlik

Sağlık ekonomisine olan ilgi giderek artmaktadır. Bu ilginin gerisinde birçok unsur bulunmakla beraber bunlar arasında en önemlisinin artan sağlık harcamaları ve maliyetler olduğu görülmektedir. Sağlık harcamalarındaki artış bir taraftan sağlık hizmetlerinin sunumunda yüksek teknolojinin yoğun olarak kullanılması, artan ilaç harcamaları, pahalı tedavi yöntemlerinin kullanılması gibi arz yönlü, diğer yandan ise gelir artışı, demografik değişim, yaşam biçimindeki gelişmeler gibi talep yönlü olmak üzere birçok değişken tarafından belirlenmektedir. Bütün bu unsurlar özellikle sağlık hizmetlerini ilgilendiren çeşitli düzenlemelerin yapılmasına neden olmaktadır.
 
Ancak sağlık ekonomisinin ayrı bir alan olarak ortaya çıkmasından bu yana tüm gelişmelerin çoğu zaman çözülmesi gereken sorunlar olarak algılanmasının temel nedeninin sağlık hizmetlerinin ağırlıklı olarak kamu tarafından mı yoksa özel sektör tarafından mı sunulması, finansmanının sağlanması ve organize edilmesi ile ilişkili olduğunu belirtmek gerekmektedir. Bu ise geri planda sağlık ekonomisinin pozitif mi yoksa normatif temelde mi değerlendirilmesi gerektiğini konu eden tartışmaları içermektedir. 
 
Her ne kadar sağlık hizmetleri de diğer mal ve hizmetler gibi birçok girdinin kullanıldığı bir üretim süreci gibi değerlendirilse de, farklılaşan özellikleri nedeniyle bütünüyle piyasa koşullarına bırakılamayacağı görülmektedir. Üstelik sağlık düzeyinin sosyo ekonomik koşullarla olan ilişkisi bir çok ampirik çalışma tarafından da desteklenirken ve yoksulluk gibi bir ekonomik-toplumsal sorunla karşı karşıya iken sağlık hizmetleri piyasasında kamunun yer alması kaçınılmazdır. Bu yüzden etkinlik, verimlilik gibi özellikle neo klasik iktisadın sıklıkla kullandığı kavramlar ve bunları ortaya koymaya yönelik araçlar sağlık hizmetlerinin ve sağlık sistemlerinin değerlendirilmesinde yoğun olarak kullanılsa da sağlık ekonomisine normatif yaklaşım kaçınılmazdır.